ASKERLİK
ASKERLİK-BARIŞÇILIK-DIŞ POLİTİKA
Ulusumuzun kurduğu devletin alınyazısına, işlerine, bağımsızlığına sanı ne olursa olsun hiç kimseyi karıştırmayız. (Söylev'den)
Türk Ulusu'nun maliyece, iktisatça bütün bağımsızlık haklarına ve yaşayışına sahip olması, hiçbir ulusa zarar vermeyen ölümsüz bir kazanılmış haktır. Bu denli bir gerçeği benimsemek, barış dünyasını kurmak üzere yeter. 1 Mart 1923 ( TBMM )
Dış politikamızda başka bir devletin haklarına saldırı yoktur. Ancak hakkımızı, yaşamımızı, ülkemizi, namusumuzu savunuyoruz ve savunacağız. Mart 1922 ( TBMM'nin Üçüncü Toplanma Yılı'nı açarken )
Kesinlikle şu ya da bu nedenler uğruna ulusu savaşa sürüklemekten yana değilim. Savaş, zorunlu ve yaşamsal olmalı. Gerçek kanım şudur :Ulusu savaşa götürünce azap duymamalıyım. ‘Öldüreceğiz' diyenlere karşı ‘ Ölmeyeceğiz.' diye savaşa girebiliriz. Ne var ki, ulusunun yaşamı tehlikeye düşmedikçe, savaş bir cinayettir. 16 Mart 1923 ( Adana Türkocağı)
Efendiler, bugün ulaştığımız barışın sonsuz bir barış olacağına inanmak, elbette saflık olur. Bu, o denli önemli bir gerçektir ki, ondan bir an bile aymazlık, ulusun bütün yaşamını tehlikeye sokar. 13 Ağustos 1923 ( TBMM'ni Açış Konuşması'ndan)
İzlediğimiz siyaset, barış siyasetidir. 1 Mart 1923 ( TBMM)
Askeri politikamız, bir savunma politikası ve elimizde bulunan güçleri ve bir tek askeri son ana dek saklamak politikası olmalıdır. Bu politika, ülkemizin dışında bir tek Osmanlı askeri kalmasına tahammül edemez.20 Eylül 1917 ( Talat ve Enver Paşalara gönderdiği rapordan)
Türkiye'nin güvenliğini amaç edinen, hiçbir ulusa karşı olmayan bir barış yönü, bizim daima ilkemiz olacaktır. 1 Kasım 1931.
Dış siyaset, iç örgüte dayandırılmalıdır. Demek ki, bir devlet, iç örgütünün dayanmayacağı denli genişlememelidir. Yoksa düşü dış siyasetler arkasında dolaşanlar, dayanak noktalarını kendiliğinden yitirirler. 17 Şubat 1923 ( İzmir İktisat Kongresi )
Ulus'a şunu öğütlerim ki: Kendimizi dünyanın egemeni sanmak aymazlığı artık sürüp gitmemelidir. Dünyanın durumunu, dünyadaki gerçek yerimizi tanımamak aymazlığı ile ve cahillere uymakla ulusumuzu sürüklediğimiz yıkımlar yetişir! Bile bile bu acıklı durumu sürdüremeyiz. (Söylev'den)
Uluslararası ilişkilerde korkuluklardan yararlanmak sistemini yeğleme çağını kapamak, uygar dünyanın içten gelen bir dileği olmalıdır. (Söylev'den)
Değişik ulusları ortak ve genel bir ad altında toplamak ve bu değişik ulus topluluklarını eşit haklar ve koşullar altında bulundurarak güçlü bir devlet kurmak, parlak ve çekici bir siyasal görüştür. Ama aldatıcıdır. Dahası, hiçbir sınır tanımayarak, dünyadaki bütün Türkler'i de bir devlet olarak birleştirmek, ulaşılamayacak bir amaçtır. Bu ,yüzyılların ve yüzyıllar boyunca yaşamakta olan insanların çok acı, çok kanlı olaylarla ortaya koyduğu bir gerçektir. (Söylev'den)
İslamcılık ve Turancılık siyasetinin başarı kazandığına ve dünyayı uygulama alanı yapabildiğine tarihte rastlanamamaktadır. Soy ayrımı gözetmeksizin, bütün insanlığı kapsayan tek bir dünya devleti kurma tutkularının sonuçları da tarihte yazılıdır.(Söylev'den)
Ulusumuzun kurduğu devletin alınyazısına, işlerine, bağımsızlığına sanı ne olursa olsun hiç kimseyi karıştırmayız. (Söylev'den)
Türk Ulusu'nun maliyece, iktisatça bütün bağımsızlık haklarına ve yaşayışına sahip olması, hiçbir ulusa zarar vermeyen ölümsüz bir kazanılmış haktır. Bu denli bir gerçeği benimsemek, barış dünyasını kurmak üzere yeter. 1 Mart 1923 ( TBMM )
Dış politikamızda başka bir devletin haklarına saldırı yoktur. Ancak hakkımızı, yaşamımızı, ülkemizi, namusumuzu savunuyoruz ve savunacağız. Mart 1922 ( TBMM'nin Üçüncü Toplanma Yılı'nı açarken )
Kesinlikle şu ya da bu nedenler uğruna ulusu savaşa sürüklemekten yana değilim. Savaş, zorunlu ve yaşamsal olmalı. Gerçek kanım şudur :Ulusu savaşa götürünce azap duymamalıyım. ‘Öldüreceğiz' diyenlere karşı ‘ Ölmeyeceğiz.' diye savaşa girebiliriz. Ne var ki, ulusunun yaşamı tehlikeye düşmedikçe, savaş bir cinayettir. 16 Mart 1923 ( Adana Türkocağı)
Efendiler, bugün ulaştığımız barışın sonsuz bir barış olacağına inanmak, elbette saflık olur. Bu, o denli önemli bir gerçektir ki, ondan bir an bile aymazlık, ulusun bütün yaşamını tehlikeye sokar. 13 Ağustos 1923 ( TBMM'ni Açış Konuşması'ndan)
İzlediğimiz siyaset, barış siyasetidir. 1 Mart 1923 ( TBMM)
Askeri politikamız, bir savunma politikası ve elimizde bulunan güçleri ve bir tek askeri son ana dek saklamak politikası olmalıdır. Bu politika, ülkemizin dışında bir tek Osmanlı askeri kalmasına tahammül edemez.20 Eylül 1917 ( Talat ve Enver Paşalara gönderdiği rapordan)
Türkiye'nin güvenliğini amaç edinen, hiçbir ulusa karşı olmayan bir barış yönü, bizim daima ilkemiz olacaktır. 1 Kasım 1931.
Dış siyaset, iç örgüte dayandırılmalıdır. Demek ki, bir devlet, iç örgütünün dayanmayacağı denli genişlememelidir. Yoksa düşü dış siyasetler arkasında dolaşanlar, dayanak noktalarını kendiliğinden yitirirler. 17 Şubat 1923 ( İzmir İktisat Kongresi )
Ulus'a şunu öğütlerim ki: Kendimizi dünyanın egemeni sanmak aymazlığı artık sürüp gitmemelidir. Dünyanın durumunu, dünyadaki gerçek yerimizi tanımamak aymazlığı ile ve cahillere uymakla ulusumuzu sürüklediğimiz yıkımlar yetişir! Bile bile bu acıklı durumu sürdüremeyiz. (Söylev'den)
Uluslararası ilişkilerde korkuluklardan yararlanmak sistemini yeğleme çağını kapamak, uygar dünyanın içten gelen bir dileği olmalıdır. (Söylev'den)
Değişik ulusları ortak ve genel bir ad altında toplamak ve bu değişik ulus topluluklarını eşit haklar ve koşullar altında bulundurarak güçlü bir devlet kurmak, parlak ve çekici bir siyasal görüştür. Ama aldatıcıdır. Dahası, hiçbir sınır tanımayarak, dünyadaki bütün Türkler'i de bir devlet olarak birleştirmek, ulaşılamayacak bir amaçtır. Bu ,yüzyılların ve yüzyıllar boyunca yaşamakta olan insanların çok acı, çok kanlı olaylarla ortaya koyduğu bir gerçektir. (Söylev'den)
İslamcılık ve Turancılık siyasetinin başarı kazandığına ve dünyayı uygulama alanı yapabildiğine tarihte rastlanamamaktadır. Soy ayrımı gözetmeksizin, bütün insanlığı kapsayan tek bir dünya devleti kurma tutkularının sonuçları da tarihte yazılıdır.(Söylev'den)
tuerkei - 22. Jul, 22:12